Bakan Yumaklı, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen TDT Tarımdan Sorumlu 2. Bakanlar Toplantısı’nda, tam teşekküllü uluslararası bir teşkilata dönüşen TDT’yi, üye ülke halklarının ekonomik ve sosyal standartlarını yükseltecek ve bölgenin huzur ve istikrarına önemli katkılar sağlayacak bir teşkilat olarak gördüklerini belirtti.
Yumaklı, TDT ülkelerinin toplamda 170 milyonu aşan genç ve dinamik nüfusu, 1,2 milyar dolara ulaşan gayrisafi milli hasılası ve ortak zengin kültür mirasının büyük atılımlar gerçekleştirmek için sağlam temel teşkil ettiğini vurguladı.
Küresel ve bölgesel sınamaların arttığı bu dönemde TDT’nin kurumsallaşması ve güçlendirilmesinin ise her zamankinden daha önemli hale geldiğini belirten Bakan Yumaklı, Kazakistan’ın ev sahipliğinde 3 Kasım’da düzenlenecek TDT Zirvesi’nin üye ülkeler arasındaki birlik ve beraberliğin güçlendirilmesinde yeni bir merhale olacağını ifade etti.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye olarak TDT ile ilişkilerin her alanda geliştirilmesini bir dış politika önceliği olarak değerlendirdiklerini vurgulayarak, “Türk Dünyası 2040 Vizyonu” kapsamında ve “2022-2026 Strateji Belgesi” rehberliğinde tüm üye ülkelerce taahhüt edilen “Türk Devletleri Teşkilatı bölgesinde, sürdürülebilir tarım, kendi kendine yeterlilik ve gıda güvenliğinin sağlanması” hedefine olan bağlılıklarını yinelediklerini dile getirdi.
TDT üyesi ülkeler arasındaki ticaret hacminin yeterli seviyede olmadığını belirten Yumaklı, “Özellikle tarım ticaretimizin artmasına katkı sunacağına inandığım ‘Helal Belgelendirme’ konusunda İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü ile çalışmanın faydalı olacağına inanıyorum.” dedi.
Yumaklı, Taşkent’te gerçekleştirilen 1. Tarım Bakanları Toplantısı’nda çeşitli alanlarda alt grupların kurulmasının kararlaştırıldığını aktardı.
Aynı zamanda Türkiye’den farklı alanlarda tarımsal eğitimler talep edildiğini ifade eden Yumaklı, “Bu doğrultuda, Eylül 2023’te TDT üye ve gözlemci ülkelerine yönelik eğitimler verdik. 2024 yılı içerisinde de eğitimler vermek istiyoruz. Vereceğimiz eğitimlere üye ve gözlemci ülkelerin daha aktif katılımlarını önemsiyoruz.” diye konuştu.
Yumaklı, tarımın büyük ölçüde iklim koşullarına bağlı olduğunu, iklim değişikliğinin etkisiyle oluşan doğal afetler ve aşırı hava olaylarının tarımsal üretime çok ciddi zararlar verdiğini belirterek, şunları söyledi:
“İklim değişikliği, gıda güvenliğimizi tehdit eden küresel bir kriz haline gelmiştir. Azalan su kaynakları ve kuraklığın yanı sıra sulama suyu ihtiyacının giderek arttığı da ortadadır. Bu sebeple, iklim değişikliği konusu da TDT içinde işbirliğini gerektiren teknik bir çalışma alanıdır. İklim değişikliğiyle mücadelede hızlı adımlar atmalıyız. Bu doğrultuda, yeşil dönüşüm, yeşil teknoloji, yeşil büyüme, yenilebilir enerji, iklim dostu tarımsal destekleme modelleri ve iklim akıllı tarım teknolojileri gibi mekanizmaların kullanımı önem kazanmaktadır.”
– “Tecrübelerimizi paylaşmaya hazırız”
Gıda güvenliğinin küresel çerçevede sadece bugünü değil geleceği de ilgilendiren hayati bir konu olduğuna dikkati çeken Yumaklı, “Dünyada milyonlarca insan açlıkla mücadele ederken milyarlarca ton gıdanın israf edilmesi, çözülmesi gereken acil bir sorundur. Bu nedenle FAO’nun da desteğini alarak Türkiye genelinde başlattığımız ‘Gıdanı Koru-Sofrana Sahip Çık’ projesi ile gıda israf ve kaybı konusunda oluşturduğumuz farkındalık çalışmalarını da sizlere aktarmaktan büyük memnuniyet duyarız. Ayrıca, TDT ile FAO arasında imzalanması öngörülen Mutabakat Zaptı gibi girişimlerin çeşitlenerek uluslararası arenada teşkilatımızın görünürlüğünün ve bilinirliliğinin artması son derece önemlidir.” ifadelerini kullandı.
Yumaklı, 2023’ün, 100. yılını kutlayan Türkiye’nin, Türk dünyası ile ilişkilerinin ivme kazanacağı bir yıl olması temennisinde bulundu.
“Birliğimiz gücümüzdür, şiarı ile hareket etmemiz elzemdir.” diyen Yumaklı, “Bu bağlamda, bugün ve gelecekte yaşanması muhtemel kriz, risk ve tehditlere karşı dirençli ve sürdürülebilir gıda ve tarım sektörü için TDT olarak gereken önlemleri almamız ve ilgili diğer sektörleri de kapsayan bütüncül bir bakış açısıyla ülkeler arasında işbirliği adımlarını atmamız önem arz etmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.