Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Brüksel’de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi’nde alınan kararları “tarihi” olarak nitelendirdi.
Scholz, AB Liderler Zirvesi’nin ardından düzenlediği basın toplantısında, zirvede AB’nin Ukrayna ve Moldova ile üyelik müzakereleri başlatma ve Gürcistan’a adaylık statüsü verme kararlarının alındığını anımsattı.
“Tarihi kararlar almış bir AB Liderler Zirvesi arkamızda kaldı.” ifadesini kullanan Scholz, Bosna Hersek konusunda gerekli kriterlerin yerine getirilmesinin ardından katılım müzakerelerini başlatmaya hazır olduklarını, bu konudaki kararın martta alınabileceğini belirtti.
Başbakan Scholz, Batı Balkanlar’daki ülkelerin katılım sürecinin hızlandırılması konusunda da mutabakata varıldığına işaret ederek, bu ülkelerin 20 yıldan beri AB’nin verdiği sözü hayata geçirmesini beklediğini kaydetti.
Birliğin kendi içinde reformlar yapması gerektiğini de vurgulayarak, AB’nin genişlemesi ile iç reformları gerçekleştirmenin birlikte yürümesi gerektiğini ifade etti.
Macaristan Başbakanı Orban’ın “kahve molası”
Başbakan Scholz, Ukrayna’nın birliğe katılım müzakerelerinin başlatılmasına itirazından dolayı görüşmeleri çıkmaza sürükleyen Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ı “kahve molası” vermeye davet etmesini de değerlendirdi.
Ukrayna’nın birliğe katılım sürecini 26 üyenin aktif bir şekilde ilerletebilmesi için toplantıda bir öneride bulunduğunu aktaran Scholz, “Macaristan Başbakanı’na bu kararı onun yokluğunda alınmasına imkan vermesini önerdim. O da bu öneriyi düşündü. Kendisinden bunu düşünmesini ve hemen tepki göstermemesini rica etmiştim. Daha sonra bana bu öneriyi kabul etmek istediğini söyledi ve sonra kararımızı verdik. Bu yönetmeliklerimize uygun mutabakatla aldığımız bir karardır.” dedi.
Almanya Başbakanı, ancak bu şekilde karar alınmasının her zaman yapılacak bir şey olmadığını belirtti.
Alınan karardan mutlu olduğunu aktaran Scholz, “Benim planım burada bu tür bir karara varmamız gerektiğiydi. Bu nedenle zirve öncesi pek çok görüşme yaptım. Ayrıca çok uzun ve ayrıntılı istişarede bulunduk ve bu teklifi yapmanın tam zamanı olduğunu hissettim.” değerlendirmesinde bulundu.
Scholz, böylelikle Ukrayna’nın sadece AB yolunda bir ilerleme sağlamadığını, aynı zamanda AB’nin desteğini de aldığını belirterek, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Avrupa’nın zayıflamasını beklediğini ancak AB’nin Ukrayna’ya gerektiği sürece destek vereceğini yineledi.
Orta Doğu’daki durum
Zirvede Orta Doğu’daki durumu da ele aldıklarını aktaran Scholz, Hamas’ın saldırısının üye ülkeler tarafından kınandığını ve Hamas’ın esirleri serbest bırakması konusunda hemfikir olunduğunu belirterek, İsrail’in saldırılara karşı kendisini savunma hakkı bulunduğunu, bunu uluslararası savaş hukuku çerçevesinde yapması gerektiğini belirtti.
Başbakan Scholz, bir önceki AB Liderler Zirvesi’nde ifade edilen ve Almanya ve diğer ülkelerin destek verdiği Gazze’de çatışmalara insani araların verilmesi konusunda mutabakat bulunduğunu aktararak, “Anlaşmazlığın başladığı, bunun dışında fikirler var ancak insani aralar olmalıdır ve olmuştur. Çünkü bu, insani yardımın Gazze’ye ulaşması için de önemlidir. Hepimiz bu konuda hemfikiriz.” şeklinde konuştu.
Batı Şeria’daki yerleşimci şiddeti konusunda net bir tutuma sahip olduklarını ifade eden Scholz, İsraillilerin ve Filistinlilerin yan yana ve birlikte bir arada yaşamaları için iki devletli çözümden yana olduklarını söyledi.
AB-Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesine de değinen Scholz, AB Konseyinin talebi üzerine AB Komisyonunun bu ilişkinin nasıl daha da geliştirilebileceğine ilişkin tavsiyelerin yer aldığı bir rapor sunduğunu belirterek, “Bu zirvede çok detaylı bir görüş alışverişinde bulunmaya vaktimiz olmadı. Bir sonraki toplantılarımızdan birinde bu konuyu ele alacağız.” dedi.